8 Kasım 2010 Pazartesi

İkinci Ümraniye kumpasında tutuklanan Teğmen Mehmet Ali Çelebi'den muthis savunma..

TEĞMEN ÇELEBİ'DEN MÜTHİŞ SAVUNMA

İkinci Ümraniye kumpasında tutuklanan Teğmen Mehmet Ali Çelebi öyle bir açıklama yaptı ki...

Kara Pilot Teğmen Mehmet Ali Çelebi dünkü duruşmada söylediklerinin tamamını yayınlıyoruz:

Sayın Başkan...

Türk Milletinin nam ve hesabına yapmış olduğum maske düşürücü savunmam milletimize intikal etmiştir.

Duyarlı vicdanlar hakikatin zafer çığlığına iştirak edecek ve bu iddianameyi hakettiği şekilde tarif edeceklerdir:

Yanlışlıklar ve çelişkiler komedyası...

Olmayanı var eden zalimlik...

Gizli tanık menşeili bir sahtelik...

Delil yokluğundan ürkütücü kelimelere sarılan acizlik...

Akla,mantığa,vicdana itaasizlik...

Türk Subayına,Türk Gençliğine en temiz duygulara kötü gözle bakabilen sinsilik...

Atatürk alerjisi olan şaşkınlık,zehirli bir kasıt...

Kin çıbanı,ahlak felci,ruhsal çarpıklık,hukuksal kabızlık...

İki gün boyunca Türk Milleti adına sorgulandım.Bana üzerimdeki üniformayı lütfedip,beni vatana hizmet etmem için yetiştiren yüce Türk Milleti adına şimdi ben soruyorum:

Bu iddianame;

Adaletin onuruna mı,kamu yararına mı yoksa şeytanların çıkarına mı sunulmuştur.

Somut delillerin sağlam kayasına mı,yoksa kendilerini yarasa gibi karanlıklara gizleyen iftiriacıların kaypaklığına mı tutunmuştur.

Hakkımdaki kuvvetli şüphe nerededir?

Memleket aşkımda mıdır?

Hukuksuzluğa isyanımda, sesimdeki hiddette midir?

Bilinsin ki benim sesimdeki kuvvet ve sağlamlık müdafaa ettiğim değerlerin kutsallığından,meşruluğundan ve memleket üzerinden dönen tehlikelerin ciddiyetinden kaynaklanmaktadır.

Bu ses er veya geç milletimizin vicdan ve şuurundan kıymet bulacaktır.

Sayın Başkan,

Bu iddianameye mahkeme salonunda gerekli cevabı verdim. Ama bu yeterli değildir.

Emin olunuz ki bundan sonraki yaşamımda benim cevabım olacaktır.

Ben yaşadıkça bundan önce olduğu gibi bundan sonra da alacağım görevlerdeki muvaffakiyetimle bu iddanameyi lanetlemeye devam edeceğim.

Ben öldükten sonra da bizim yetiştireceğimiz namuskar vatan evlatları bu kağıt tomarını hakettiği yere koyacaktır.

Bu iddianame memleketimize yapacağımız büyük hizmetlerin önünde diz çökecek,kurumuş bir yaprak misali çaresizce oradan oraya sürüklenecektir.

Uzaklara..!

Adalet duygusundan doğruluktan fersah fersah uzaklara savrulacaktır.

İftiracılara çobanlık ettiği çöllerde,yalanın sivrisinekleriyle dolu bataklıklarda debelenip duracaktır.

Aklımız,kalbimizi,kılıcımızı,kalememimize varlık sebebimize-ülkemize adadığımızda şaşıracaktır.

Ola ki günün birinde kanımızı canımızı milletimize sebil etme şerefine erişir de bembeyaz bir kefenle aklanırsak,utanacaktır bu KARAname.

O zaman ben gözlerin gördüğü,kulakların duyduğu,yüreklerin attığı heryerde olacağım.

Bu iddianame ise yalnızca karanlığın sustuğu yerde olacaktır.

Kendi vatanımda beni milletime hasret bırakan bu iddaname dünyada erdem,iyilik hüküm sürdükçe huzur bulamayacaktır.

Çünkü hakikat,çünkü şeref,çünkü özgürlük bütün heybetiyle bu iddanamenin karşısında dikilecektir.

Artık bu KARAnamenin yükü artmıştır.Sırtında bir dolu mutsuzluk, ölümler,gözyaşı,kin taşımaktadır.

En derin iç çekişlere zulümlere sarmalanmıştır.

Kara düşüncelerle beslenip,yalan soluyan bu iddianame hakikatin saf ve temiz havasıyla zehirlenecek,nefesi kesilecek,yerlerde sürüklene sürüklene şu gerçeği öğrenecektir:

''En uzun gecelere şafaktan ötesi yoktur'"

Bizi değerlemizden koparma sınaması yapan bu iddianame Türk Subayının ne olduğunu öğrenecektir.

Subaylık demek,icap edince hayat ve rahatını feda etmeyi katiyen göze almış olamak demektir.

Subay, direnmenin ve yiğitliğin cevheridir.

Ölüm bizim gözümüzde bakar uçurumlara...

Albayrak bizim eğilmez başlarımızın üzerinde dalgalanır.

Onur,şeref çökmeyen omuzlarımıza tahtını kurar...

Gelecek bizim yüreğimizden umut dilenir...

Bağımsızlık cansız bedenlerimizi evlat edinir.

Türk Subayı kibirde çakıl taşı,zorluklarda sabır taşı,fedakarlık ve feragatta mezar taşıdır.

Bilesiniz ki Türk Subayı muharebeden kaçmaz.

Bütün bir hasmın yıldırımlarına ve şimşeklerine göz kırpmadan bakar,onları ayaklarının altında çiğner.

Türk Subaylarının Türk Gençliğinin zaman,zemine,koşullara göre değişmeyen hareket planı şudur:

''Büyüklük odur ki,hiç kimseye iltifat etmeyeceksin,hiç kimseyi aldatmayacaksın,memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek,o hedefe yürüyeceksin.Herkes senin aleyhinde bulunacaktır.Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır.Önüne sayılamayacak güçlükler yığılacaktır,kendini büyük değil küçük,zayıf,vasıtasız,hiç telakki ederek,kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu güçlükleri aşacaksın.Ondan sonra sana büyüksün derlerse,bunu diyenlere de güleceksin.''M.Kemal ATATÜRK

Asla ödeyemeyeceğimiz borçlarla doğduğumuz Cumhuriyetimize M.Kemal devrimlerine tavizsiz sadakatimiz devam edecektir.

Kimse umudunu soldurmasın..!

Cumhuriyet uğruna toprağa düşmeye de,zindana düşmeye de razı olan onurlu Tük Subayları ve eserin asli sahibi Türk Gençliği Cumhuriyeti sürekli ve yürekli olarak savunacak,şerefli esaretimiz milletimize nice bayramlar yaşatacaktır..!

Mehmet ALİ ÇELEBİ Tutuklu Kr.Plt.Tğm.5 Kasım 2010

1 yorum:

  1. Bu sözler önünde yalnızca saygıyla eğilinir!

    Mustafa Kemal'in askerlerine selam olsun!

    YanıtlaSil