22 Eylül 2010 Çarşamba

BASIN TOPLANTISI.. UPSD ve GALERİCİLER DERNEĞİ’NDEN ORTAK AÇIKLAMA..

BASIN TOPLANTISI

UPSD ve GALERİCİLER DERNEĞİ’NDEN ORTAK AÇIKLAMA


Önceki gece Tophane Firuzağa Mahallesi Boğazkesen Caddesi Kadirler Yokuşu’nda bulunan Galeri Non, Outlet, Pi Artworks, Elipsis ve Apel Sanat Galerilerine yönelik saldırı, Türkiye’de demokrasiye, çok sesliliğe ve özgür düşünce ifadesine yönelik ağır bir tehlikenin varlığına işarettir.
İstanbul’un orta yerinde, bundan 17 yıl önce yaşanan elim Sivas olaylarını hatırlatır bir şekilde, tekbir getiren 40-50 kişilik bir grubun, “galerilerin kapılarının önünde içki içilmesini istemedikleri” bahanesiyle galerilere saldırarak camlarını kırmaları ve beş sanatseveri yaralamaları, yalnız sanata değil, Türkiye’nin barış ve huzuruna gölge düşüren, kabul edilemez çirkin ve vahim bir olaydır.
Faillerin derhal bulunması ve cezalandırılması, sanatçılara yönelik bu akıl dışı terör olayının deşifre edilmesi, İlçe Emniyet Amiri’nden Cumhurbaşkanı’na kadar tüm yetkili kurumları ilgilendiren bir sorumluluktur.
Bu olay yaşanmadan önce Tophane’yle ilgili kimi web sitelerinde adeta şuçun altyapısı oluşturulmuş, galeriler hakkında tehditkar ve şiddete davet eden yazılar yayınlanmıştır. Tüm bu veriler de olayın iddia edildiği gibi basit bir anlık asayiş sorunu olmadığını göstermektedir.
Ayrıca sürekli gündeme getirildiği gibi olay “galerilerin sürekli içki ile kaldırımları işgal etmesiyle” de ilişkilendirilemez. Yazın zaten sergi açılışı yapılmadığına göre son 2500 saatte yalnız 3 saat süren bir açılışın sokağa taşabilecek bölümü, bu saldırılara gerekçe olabilir mi? Kaldı ki sanat ortamları, gittikleri her bölgeye medeniyet, değer ve dostluk taşır. Sergi açılışlarına gelen insanlarımızın da, iddia edildiği gibi “mahalle halkını rahatsız edecek” tavırlar sergileyen bir tipoloji olmadığını galerilere giden herkes bilir.
Suçun failleri arasında olabileceği saptanan 7 kişi bildiğiniz gibi önce gözaltına alınmış ardından serbest bırakılmışlardır. Bizler polis değiliz. Kimin suçlu, kimin suçsuz olduğunu bilemeyiz. Bildiğimiz tek şey, acımasızca sanat severlere ve sanatçılara saldıran bu organize grubun yadsınamaz varlığıdır. Şayet bu suçları işleyenler hüküm giymezlerse, kolektif ve kamu düzenine, hatta ülkenin temel taşlarına meydan okuyan bu şahıslar, bundan güç alarak tehlikeli heveslerini tekrarlama girişiminde bulunabileceklerdir.
Bunun da anlamı, bir daha ki sefere yapacakları benzer girişimin çok daha vahim sonuçlar doğurabileceğidir. Yaşanan dramatik olayların bir cana mal olmamış olması en büyük tesellimizdir. Ancak bu tesellinin, şayet ciddi bir ihmal yaşanır ve ağır sonuçları da engellenemezse, hiç bir anlamı kalmaz. Hiç kimsenin yaşananları küçümseme hakkı yoktur. Bu nedenle tüm yetkililerin bu ağır riskler karşısında üzerlerine düşen sorumlulukları çok geç olmadan almaları şarttır. Çünkü bizler, bu ülkenin aydınları olarak bedel ödemekten bıktık. Muammer Aksoy’dan, Uğur Mumcu’ya, Ahmet Taner Kışlalı’dan Necip Hablemitoğlu’na, Onat Kutlar’dan Hrant Dink’e, bu ülke sayısız demokrasi şehidi vermiştir. Buna bir de Sivas’ta kaybettiklerimiz eklendiğinde, fatura çok daha kabarmaktadır. Bizler yeni kayıplar yaşamak istemiyoruz ve bu ülkenin barış ve huzur hakettiğine inanıyoruz. En büyük arzumuz da, Tophane’de bulunan galerilerin mahalle halkıyle tekrar en sakin ve en yapıcı diyaloglara girebilmesi ve her iki kesime de çok yararlı bir ilişkinin, huzur içinde tekrar başlayabilmesidir.
Bizlerin, ne Tophane, ne de başka bir semtin sakinleriyle hiç bir sorunumuz yoktur. Halkımız, bizim atar damarımız, olmazsa olmaz izleyicilerimiz ve baştacımızdır. Bizlerin ana hedefi, yaşanan “terör”ün baş aktörlerinin saptanması ve nereli olurlarsa olsunlar adalete teslim edilmeleridir. Hiç kimse bu olayları “muhafazakarlık” la da açıklayamaz. Kimsenin Türk toplumunun hiç bir kesimini böylesine gözü dönmüş bir eşkiyalıkla suçlaması düşünülemez.
Bize üzüntü veren diğer bir konu, yetkililerin bu olayı açıkca kınamaya yanaşmamış olmalarıdır. Gönül isterdi ki bugün Türkiye’yi idare eden isimler bu olayın ertesi günü bir basın toplantısı veya demeçlerle konunun üzerine gitsinler. Bu tavrı görememiş olmak ayrıca düşündürücüdür. Herkesin özellikle son aylardaki kampanyalarda, “AB standardlarında demokrasi, hoşgörü, farklı kültür ve yaşam tarzlarına saygı”dan bahsettiği bir ortamda, buna bir anlam veremedik.
Ayrıca bu konuda şu hususa da parmak basmak istiyoruz: Başka bir yaşam tarzına, örneğin muhafazakar insanlara yönelik herhangi bir şiddet içeren olay yaşansa, bizler bunu ilk kınayan ve ilk üzerine giden kesim oluruz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü bu ülkeyi hepimiz beraberce kardeşçe paylaşıyoruz ve kim ne derse desin, kim hangi olayın fitilini ateşlemeyi denerse denesin, emeline ulaşamayacak, Türkiye’nin iç yapısının tutkalını çözemeyecektir.
UPSD (Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği) ve Sanat Galericileri Derneği,
23 Eylül 2010 Perşembe günü saat 11.30’da Sinema Sevenler Derneği’nde Türk sanat ortamının ve farklı sanat dallarının geniş katılımıyla bu ortak açıklamayı yaparak Türk kamuoyunu yaşanan olaylar hakkındaki görüşlerinden böylece haberdar etmiş ve gerek suçluların bulunması, gerek Tophane, gerek tüm Türkiye’de sanat galerilerinin rahat çalışması için gereken huzur ortamının korunması için bu açık çağrıyı yapmıştır.
Buraya kadar gelerek bizlere destek veren tüm sanat ve sivil toplum kuruluşlarına, tüm aydınlara, sanatçılara ve sanatsever halkımıza çok teşekkür eder, saygıyla kamuoyumuza duyururuz.


Bedri Baykam
UNESCO AIAP
Türkiye Ulusal Komitesi
UPSD Başkanı
(Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği)

Dogan Paksoy
Sanat Galericileri Dernegi Baskani

1 yorum:

  1. Elbette toplantıda bulunacağız Roxane ile birlikte..
    Türkiye'de oluştutulmkta olan dinci milis güçlerine dikkat çekileceğini umuyorum
    sevgiler
    cüneyt ayral

    YanıtlaSil